Ticari Satışlarda Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğu ve Kanuni Düzenlemeler

Ticari Satışlarda Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğu ve Kanuni Düzenlemeler
Ticari Satışlarda Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğu ve Kanuni Düzenlemeler
Mart , 12,2025

Ticari Satışlarda Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğu ve Kanuni Düzenlemeler

Ticari hayatın sürdürülebilirliği ve güvenilirliği için, satıcı ve alıcının hak ve yükümlülükleri net bir şekilde belirlenmelidir. Özellikle satıcının malın ayıpsız ve sözleşmeye uygun olarak teslimi hususunda yasal sorumlulukları büyük önem taşır. Ticari satışlarda satıcının sorumluluklarının bir kısmı kanundan doğarken, bazı sorumluluklar ise sözleşmelerle belirlenmektedir. Kanuni sorumluluklar genel itibarıyla Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin türüne, sözleşme ilişkisine, sözleşmenin kuruluş şekline ve konusuna göre hukuki ilişkiye uygulanacak hükümleri değişiklik gösterecektir. Bu çalışmamızda satıcının ayıptan doğan sorumluluğunu inceleyeceğiz.

Ayıp kavramı ve ayıbın türleri 

Ayıp kavramını kısaca “Satılanda, sözleşme veya satılanın niteliği gereği, bulunması gereken özelliklerin bulunmaması veya bulunmaması gereken özelliklerin bulunması” olarak ifade edebiliriz. Satıcı, malın ayıplı olup olmadığını bilmese bile bu sorumluluktan kaçamaz. Kanun, ticari ilişkilerde güvenliği sağlamak için satıcıya geniş bir sorumluluk yüklemektedir. Diğer bir deyişle, ayıptan doğan sorumluluk için satıcının kusuru aranmaz.Dolayısıyla satıcı sözleşme kurulduğu an ayıpların farkında olmasa dahi bu ayıplardan sorumlu olacaktır. Bu sayede kanun koyucu ticaret hayatının güvenliğini ve sürdürülebilirliğini tehlike ortaya çıkmadan engellemek istemiş buna karşılık olarak da satıcıya üstün bir özen yükümlülüğü yükleyerek alıcıları olası mağduriyetlerden korumak istemiştir. 

Ayıp, açık ayıp ve gizli ayıp olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Açık ayıp, malın teslimi sırasında veya kısa bir süre sonra alıcı tarafından fark edilen eksikliklerdir. Gizli ayıp ise teslim sırasında fark edilmesi mümkün olmayan, ancak kullanım sırasında ortaya çıkan eksikliklerdir.

Satıcının ayıptan doğan sorumluluğu

Satıcı, alıcıya sözleşmeye uygun ve ayıpsız bir mal teslim etmek zorundadır. Teslim edilen malın kalite, miktar ve fonksiyon açısından sözleşmede belirtilen veya malın kendisinden olağan şartlarda beklenecek nitelikleri haiz olması gerekir. Satıcı, satılan malı alıcıya teslim ettiği anda veya teslim edildikten kısa bir süre sonrasına kadar satılan kendisinden beklenen nitelikleri karşılamalıdır. Satılandaki ayıbın gizli veya açık bir ayıp olması sorumluluğun satıcıya yüklenmesi bakımından mühim değildir. Satılanda herhangi bir ayıp ortaya çıktığı taktirde ilgili kanunlarca alıcının hakları koruma altına alınacaktır. Kanun koyucu, ilgili kanunlarca korunan haklardan yararlanılabilmesi için belirli şartlar ihdas etmiştir. Bu şartlar sayesinde hukuki ilişkide korunan sadece alıcının değil, satıcının da hakları korunmuş olacaktır. Böylece kanuni koruma kapsamına hukuki işlemin yalnızca alıcı tarafı değil hukuki işlemin tamamı kapsam altına alınmış ve ticari ilişkilerde güven ve devamlılık sağlanmış olacaktır.

Satıcının ayıptan dolayı sorumlu olabilmesi için satılan malın açık veya gizli bir ayıp taşıması, ayıbın alıcı tarafından sözleşmeye uygun bir şekilde zamanında ihbar edilmesi ve ayıbın alıcının kullanımından kaynaklanmamış olması gerekmektedir. .Bu şartlar karşılandığında alıcı, maldaki ayıplardan doğan haklarını kullanabilecektir. 

 

Alıcının ayıplı mal karşısındaki hakları

Alıcının ayıplı mal teslim aldığı durumlarda başvurabileceği hukuki yollar başlıca şunlardır: 

1.  Bedel İndirimi Talebi: Maldaki ayıp sonucu mal hala kullanılabilir durumda fakat değerinde bir düşüş söz konusu olduğunda alıcı ayıp oranında satış bedelinde indirim talep edebilir.

2. Sözleşmeden Dönme: Eğer mal üzerinde tespit edilen ayıp, sözleşme amacını ve onun kullanılmasını önemli ölçüde engelliyorsa, alıcı sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini isteyebilir.

3.  Ayıpsız Misliyle Değişim: Alıcı satıcıdan ayıplı mal yerine ayıpsız misliyle değişimini talep edebilir.

4. Ücretsiz Onarım Talebi: Alıcı maldaki ayıp onarımı mümkün bir hasarsa ve onarım sonucu mal ayıpsız misilleriyle farksız olacağı anlaşılıyorsa, malın ücretsiz bir şekilde onarılmasını ve ayıbın giderilmesini talep edebilecektir. 

Fakat dikkat edilmelidir ki bu hakların kullanılabilmesi için alıcının süresi içerisinde ayıbı satıcıya bildirmesi gerekmektedir. 

 

Sonuç

Ticari satışlarda satıcının en temel yükümlülüklerinden biri, alıcıya sözleşmeye uygun ve ayıpsız bir mal teslim etmektir. Satıcının, malın ayıplı olup olmadığını bilmemesi dahi bu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kanun koyucu, ticari ilişkilerde güveni ve istikrarı sağlamak amacıyla, satıcılara önemli yükümlülükler getirmiştir. Ancak bu düzenlemeler yalnızca alıcıyı korumak için değil, aynı zamanda ticari hayatın dengesini sağlamak ve her iki tarafın haklarını korumak için mevcuttur.

Bu nedenle, satıcılar satış öncesinde ürünlerinin kalite kontrolünü dikkatle yapmalı, sözleşmelerinde ayıba ilişkin hükümleri açıkça düzenlemeli ve alıcının haklarını gözeterek hareket etmelidir. Öte yandan, alıcılar da süresi içinde ayıbı bildirme ve gerekli hukuki yollara başvurma hakkını etkin şekilde kullanmalıdır. Ticari ilişkilerde şeffaflık ve özen, hem satıcı hem de alıcı açısından hukuki riskleri en aza indirmenin en etkili yoludur.

 

Asist Hukuk Bürosu

 “Bu not yürürlükteki hukuk uyarınca ve yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bu not herhangi bir hukuki görüş içermemektedir.”